"1952 Balıkesir Manyas doğumlu olduğunu, Ömer Lütfü Topal, cinayetinde olay yerinde 2 tane kaleşnikof tüfek bırakılmış olduğunu ve bu tüfeklere ait boş kovanlar ile İstinye.
"1952 Balıkesir Manyas doğumlu olduğunu, Ömer Lütfü Topal, cinayetinde olay yerinde 2 tane kaleşnikof tüfek bırakılmış olduğunu ve bu tüfeklere ait boş kovanlar ile İstinye tarafından çalıntı olduğu anlaşılan bir arabada ameliyat eldivenleri bulunduğunu, teknik büronun yaptığı çalışma sonucu tüfeklerin bir tanesinin Şarjörü üzerinde "Taramaya müsait değil, ancak mukayese müsait yarım bir parmak izi bulunduğu" şeklinde tesbit yapıldığı, bu olayı Bodrum Torba’da Regata Oteli ortaklarının öldürülmesi olayının bir misillemesi olarak değerlendirildiğini, Ömer Lütfü Topal’ın Regata Oteline ortak olduğunu, bu otelin ortaklarından birisinin Ömer Lütfü Topal tarafından öldürüldüğü şeklinde kamuoyunda konuşmalar olduğunu, hatta konu ile ilgili olarak Muğladan bir ekibin gelerek İstanbulda 15 gün çalıştıklarını, Cinayet bürosuna gelen bir ihbarda özel harekatçı memurların isimlerinin verildiğini ve bunun değerlendirilmesi lazım geldiği yolunda oluşturulan ekipte bir kanaat uyandığını, bu durumu İl Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğluna da aktardığını, ve olumlu görüşünü aldıklarını, bunun üzerine bir memurun İstanbuldan birisinin de İzmir’den alındığını, üçüncüsü olan Ayhan’ın da arkadaşlarını sormak için Şubeye geldiğinde alındığını,
Çağatay kardeşi Arık Böke'nin intikamını almak için geri dönmüştür.Kuzeni Seren'den Efsun ve Yamaç'ın bir ilişkisi olduğunu ve Efsun'un Yamaç'tan hamile olduğunu ve Efsun'un Yamaç ve bebeği için babaannesini öldürdüğünü öğrenir, Efsun'la yüzleşmek için onun evine gider, o sırada Çağatay'ın orda olduğunu gören Yamaç Çağatay gittikten sonra Efsun'u arar Efsun Yamaç'a Çağatay'ın geldiğini söylemez fakat o sırada Yamaç Efsun'un evindedir ve ortaya çıkar Çağatay kıskançlığı bir kez daha tetiklenir Efsun'u dinlemez öfkeyle evi terkeder. Yol üstünde Aliço'ya rastlar ve ondan Nehir'in bebeği aldırmadığını öğrenir, Nehir'in evine gider bu sırada Efsun'da Yamaç'ı takip etmektedir. Yamaç ile Nehir sarılırken görünce her şeyi yanlış anlar ve Yamaç'a olan öfkesi ile Çağatay ile yakınlaşmaya başlar. Bu durum Yamaç'ı çileden çıkarır, Selim'in öldüğü gece Akın Erdenet Yalısını taradığı zaman Efsun'da oradadır.Çağatay Selim'i öldürdükten sonra İstanbul'u terkeder. Hiçbir şey den haberi olmayan Efsun Yamaç'ı uyarmak için Koçovalı evine gider, Yamaç ona Çağatay'ın abisi Selim'i öldürdüğünü söyler. Yamaç intikam için harekete geçer ve Cengiz Erdenet'in fabrikalarını patlatır. Cengiz çok öfkelenir, Çağatay'ın annesi Olga'dan Efsun'un hamile olduğunu öğrenir ve onu Erdenet Holding'in binasında rehin alır. Cengiz Erdenet'in küçük oğlu Kulkan Erdenet'de Yamaç'tan hamile olan Nehir'i kaçırır ve Efsun ve Nehir'i rehin alır. Yamaç'a iki bilmece sorar. Efsun'un bilmecesini çözen Celasun,Meke ve Medet üçlüsü Efsun'u Mezartaşı atölyesinde kendisine yaklaşmakta olan testerelerin altında masaya bağlı bir şekilde bulurlar,üçü Efsun'u kurtarır ve güvenli evlerden birine yerleştirirler. Yamaç Efsun'un yanına koşar birbirleriyle hasret giderirler.
İbrahim Şahin’in Kozaklı’dan sonra tayinen İstanbul’a geldiğini ve kendisini aradığını 2. Şubede görev yaptığını söylediğini, kendisinin Şahin’i ziyaret ettiğini, İbrahim Şahin’in de kendisine ziyarete geldiğini, kendilerinin İstanbulda, 3 erkek kardeş ve 2 amcaoğlu olarak Halkalı Gümrüğünün içinde bir Tır garajlarının olduğunu, garajın içinde lokanta, kahvehane, diyarbakır oruspu büfe vs. tesisleri bulunduğunu, iki tane sigorta acenteliklerinin ise Avcılardaki bürolarında olduğunu, Kederoğlu Ticaret adında faaliyet gösteren ve Procter and Gamble’n hammaddelerini temin eden, asit borik ve sodyum perborat satan bir firmaları olduğunu, yine İstanbul Avcılar Ambarlıda (10) dönümlük bir çaybahçesi işlettiklerini, kendisi Kadıköy-Suadiyede oturduğu için orada da kendisine ait bir bürosu olduğunu, bu büroda bir arkadaşıyla beraber hurda ithalatı yaptıklarını, İbrahim Şahin’in bir müddet sonra telefonla kendisini arayarak, görevinin değiştiğini, Özel Harekat Daire Başkanı olduğunu o nedenle İstanbuldan ayrılacağını söylediğini ve kendilerine polisleriyle beraber ve ziyaretine geldiğini, kendisiyle yaklaşık 8-10 kez telefon görüşmesi ve bir kaç yüzyüze görüşmeleri olduğunu, son olaylardan sonra kendisinin Şahin’e telefon ederek neler oluyor diye sorduğunda, Şahin’in kendisine birileri bizimle uğraşıyor, bizim veremiyeceğimiz hesabımız yok, bizde uğraşıyoruz dediğini, daha sonra aradığında yerinde bulamadığını, görevinden alınmış olduğunu öğrendiğini,
"PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN ile nerede, nasıl ve ne zaman tanıştığı, arasındaki ilişki, kendisinin bu kişiye hitap şeklinin nasıl olduğu, "başkanım " ve "kardeşim " şeklinde hitap ettiğinin olup olmadığı" sorulduğunda; 1989 yılında Gazi Üniversitesinde Profesör olduğunu, Planlama, iktisat ve kalkınma üzerine eğitim verdiğini, bu dönem içerisinde Abdullah ÖCALAN ve onun ile birlikte olan bazı grupların Türkiye'ye karşı silahlı bir mücadele başlattıklarını, 1984'ten bu tarafa Türkiye'ye karşı savaştıklarını, kendisinin de 1989 yılında üniversite hocalığı yaparken "Kürtler bize karşı savaşıyorlar ama ne istiyorlar'" diye düşündüğünü ve bunu Türk Halkının bilmesi gerektiğine karar verdiğini, o dönemde Haluk YURTSEVER isminde Türkiye Komünist Partisi üyesi bir arkadaşının bulunduğunu, Ankara'da Toplumsal Kurtuluş isminde bir dergi çıkarttıklarını, Haluk'un da bu derginin yazarı olduğunu, Almanya'da kaldığını, kendisinin de yukarıda belirttiği sebeplerden dolayı Abdullah ÖCALAN ile görüşmek üzere Suriye'ye gitmeye karar verdiğini ve bunun için Almanya'ya gittiğini, bu olayda kimsenin etkisinin olmadığını, kendisinin karar verdiğini, Almanya'da Haluk YURTSEVER ile buluştuklarını ve sonrasında Suriye'ye gittiklerini, gidişte normal Türk pasaportunu kullandığım,
If you cherished this posting and you would like to get additional facts relating to
Escort DiyarbakıR kindly go to our own internet site.